- çok kere
бэрэ, Iаджи, Iаджри
Турецко-адыгский словарь. - Майкоп, Адыгейское книжное издательство.. ТIэшъу Ясин (Mehmet Yasin Celikkıran). 1991.
Турецко-адыгский словарь. - Майкоп, Адыгейское книжное издательство.. ТIэшъу Ясин (Mehmet Yasin Celikkıran). 1991.
yüz kere — zf. Pek çok, tekrar tekrar, çok kez, defalarca Yüz kere anlattım, bir türlü aklı ermedi. Yüz kere söyledim anlamadı … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir kere — zf. 1) Aslında Bir kere o çok yalancı. 2) Bir defa olarak Biz de bir kere sevinmeliydik / Çiçek açmış bir ağaç gibi çıldırasıya. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırk kere — zf. Pek çok kez Kırk kere gitti geldi … Çağatay Osmanlı Sözlük
on defa (veya kere) — pek çok … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırk bir (buçuk) kere maşallah! — pek çok, binlerce kez nazar değmesin! anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
düpedüz — zf. 1) Çok düz ve doğru bir biçimde, dümdüz olarak 2) Yalın, basit, süssüz, sade bir biçimde Bir lakırtıyı düpedüz söylemek dururken, daha çok beğenilsin diye dolambaçlı yollardan söylediniz mi, çok kere manasız manasız şeyler meydana çıkıyor. O … Çağatay Osmanlı Sözlük
bin kez — zf. Pek çok kere, bin kere … Çağatay Osmanlı Sözlük
defaatle — zf. Çok kez, çok kere … Çağatay Osmanlı Sözlük
kullanmak — i 1) Bir şeyden belli bir amaçla yararlanmak Parmaklarının arasındaki mendili eskiyinceye kadar kullandığın hiç oldu mu? H. C. Yalçın 2) Bir kimseyi bir hizmette bulundurmak, çalıştırmak Siz analarımızı nasıl esir gibi kullandınızsa biz de sizi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
makromolekül — is., kim., Fr. macromolécule İçinde genellikle pek çok kere tekrarlanan atom gruplarından meydana gelmiş bir veya birçok yapısal motif bulunan molekül … Çağatay Osmanlı Sözlük
sorguçlanmak — nsz Sorguç biçimiyle şekillenmiş gibi görünmek Sonra biz sıradağların tepelerini bazen bir ağaç yahut bir orman parçası ile sorguçlansa da çok kere gökyüzünün mavi zemini üstünde sert çizgilerle yürüyor görmeye alışmışızdır. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük